Rize zor bir yer.
Zorlukları kadar; bir bir peşine gezmek, çekememezlik, insanların kaprisleri, ben sen tartışmaları da var.
Kısaca bazen insanları anlamak zor.
Yıllarca basın sektöründe yer almaktayım. Bu yıllar içinde çok olaylarla karşılaştım. Cinayet, rüşvet, kaza, ilginç olaylar, adli olaylar, sağlık, heyelan, eğitim, kısaca her olaya müdahil oldum. Hayat; bazen tecrübe ile konuşur, bazen bilgi ile. Biz kendimizi bilgi dışında tecrübe ile sınav ettik.
30 yıla giren Sarp Sınır Kapısı ile birlikte Rize, şehir olarak kendini geliştirmeye başladı. Yeni iş yerleri açıldı. Rekabet arttı. Otel sayısı bir anda 130’lara çıktı.
Rize ne yapacağını şaşırdı…
Bu şaşkınlık ile birlikte ticareti bilmeyen Ruslar bir sürü batağa sürüklendi. Dolandırıldı ve insanlar güven ortamını kaybetti.
Bir de madalyonun arka yüzü var. Bu perde de ise Ruslar büyük paralar görünce bu kez işin tersini yaptı ve Türkleri dolandırmaya başladı.
Bu sürede batan batana, gümleyen gümleyene…
Tabii birde bu işi sağlama bağlayan veya işin çakallığında olanlar oldu. Adı, sanı olmayanlar birden dev yatırımlar yapmaya başladı. Naylon faturalar, hayali ihracatlar, kaçak mal geçirenler…
Birde baktık, ismi olmayan isimsizler, isim yapmaya başladı. Devletten aldıkları hayali vergiler ile büyüyen çakallardan bazıları devletin av tüfekleri ile vurularak ortada leşleri kaldı. Bazıları siyaseten rüşvetlerle işlerini bitirerek bugün ayaktalar.
Peki, olan kime oldu?
Ticareti bilmeyen Gürcü ve Ruslar artık işin çakallığını öğrenmeye başladı ve her gördükleri Türkü dolar olarak hayal etmeye başladı. Soygunlar, suç atmalar, tuzaklarla bazı Türkleri yontmaya başladılar. Ardından devletteki bazı görevliler, Gürcü mafyası ile iş yaparak büyük rantlar elde etmeye başladılar.
Uzun süre bu çakallar iş yaptı. Bu çakalların dansı nihayet bitti.
Neden bunları yazdım?
Ne bağı var Gürcü ile Rize’deki sorunun.
Rizeli iş adamları Gürcüleri dolandırınca, onlarda Rizeli iş adamlarını dolandırdı. Her iş yapmak isteyen insan, kendi hemşerisini sattı.
İşte sorun burada. Yıllarca o bölgeyi takıp ettim. Karşıma çıkan tek sorun “ Bize kazık attılar, Türk olunca bizde yaptık”
Halen bakıyorum. Ayrı bir çekememezlik, ayrı çakallıklar ve Rizelinin bir yerlere gelmesini istemeyen yine Rizeliler.
Peki sorun ne?
Aslında sorun yok. O neden büyüdü, biz büyümedik, o neden iş yapıyor, biz yapamıyoruz, o neden var, biz yokuz?
Mesele burada.
Bu bizim camiada da aynı. Diğer iş kollarında da, halbuki insanlar kendi riskleri ile yaşarlar. İnsanlar harama göz dikmedikçe, risk Allah’tan gelir. Bizim hiç kimse ile işimiz olmadı. Kimsenin de bizimle işi olmamalı.
Rize’de sorun ne?
Rize’de birlik yok. Beraberlik yok. Ortaklık çok az. İş büyütme ve işi geliştirmek için insanlar birlikte hareket etmiyor.
Rize’ye en büyük yapacağımız katkı; kendi insanımıza sahip çıkmak, sorunlarını birlikte çözmek, çok ortaklı da olsa işimizi geliştirmek.
Her ortamda söylerim ve ölene kadar da söyleyeceğim.
Rize’yi büyütmek bizim elimizde, geleceği iyi bir şehir bırakmak istiyorsak:
El ele vermeliyiz.